İki ekranla çalışan insanların daha fazla iş yaptığı, bazen %40 oranında verimlilik artışı sağladığı gösterilmiştir. Programcılar özellikle daha hızlı kod yazarken daha az hata yapabildikleri için bu durumdan faydalanmaktadır. Uluslararası İnsan Bilgisayar Etkileşimi Dergisi'nde yayınlanan araştırmalar, çift monitörle çalışanların işlerini daha hızlı tamamladıkları ve zihinsel olarak daha az yoruldukları için doğal olarak hata oranlarının daha düşük olduğunu ortaya koymuştur. Bununla ilgili görsel kanıtlar da oldukça fazladır. Microsoft, benzer sonuçları gösteren bazı grafikler yayınlamıştır ve Utah Üniversitesi'ndeki araştırmacılar farklı iş alanlarında yapılan çalışmalarda aynı sonucu gözlemlemiştir: ek bir ekran, işleri daha iyi yapmak için mantıklı bir çözüm sunmaktadır.
Bankalar ve teknoloji şirketleri gibi yerlerden elde edilen gerçek performans verilerine bakıldığında, iş yerinde iki ekran kullanımının ne kadar faydalı olabileceği açıkça görülmektedir. Bu sektörlerdeki birçok ekip, günlük iş verimliliğini artırmak amacıyla çift monitör kullanımına geçmiştir. Uzaktan çalışanlar ise ekran alanına sahip olmanın ekip çalışmasında özellikle fark yarattığını belirtmektedir. Bazı çalışmalar, toplantıların toplam süresinin kısalığını ve tüm bilgilerin aynı anda görülebilmesi sayesinde iletişimin daha net hale geldiğini de vurgulamaktadır. Sayılar da aynı hikayeyi anlatmaktadır – bazı çalışanlar haftada yaklaşık 2 saat tasarruf ettiğini belirtirken, bazı şirketler geçiş yaptıktan sonra gelirlerde artış olduğunu rapor etmektedir. Bu faydalar teorik kalmamakta; çoklu ekran kullanımının her sektörde gerçek bir değer sunduğunu uzmanlar da onaylamaktadır.
İş yerinde iki monitör kullanmak, bilişsel yükleme teorisi adı verilen bir şeye göre zihinsel sağlığı gerçekten artırabilir. Temel olarak, her iki ekranı da kullanmak, görevler arasında sürekli gidip gelmeden her şeyi takip etmeyi kolaylaştırır. Birçok çalışma, görev değiştirme oranları daha az olan insanların işlerinden daha fazla memnun olduklarını ve gün boyunca daha az stres hissettiklerini göstermiştir. Çift ekranlı düzenlemeleri tercih eden çalışanlar, ortam üzerinde daha fazla kontrol sahibi hissetmeleriyle ilgili sıkça bahsederler. Her iki monitörde de işlerini yayabildiklerinde ortamlarını daha iyi kontrol ettiklerini ifade ederler. Bu kontrol hissi, insanların iş deneyimiyle ilgili genel memnuniyetlerinde gerçekten fark yaratmaktadır.
Ekranın konumunu doğru ayarlamak, işte konforlu kalmak ve uzun süreli sağlık sorunlarından kaçınmak açısından oldukça önemlidir. En iyi seçenek? Monitörünüzü en üst noktası göz hizasında olacak şekilde yerleştirin. Bu, boyun ağrısını önlemenize yardımcı olur. Ayrıca, kollarınız masada rahatça duracak şekilde sıranın gerisinde oturduğunuzdan emin olun. Bu tür bir yerleşim, insanlara gün boyu daha iyi bir duruşla oturmalarını sağlar ve birçok ofis çalışanının yaşadığı sırt ve omuz ağrılarını azaltır. Ergonomi konusunda bilgili olan çoğu kişi, dinlemeye razı olan herkese monitör yüksekliğinin ve açısının ayarlanmasıyla her şeyin değişebileceğini söyler. Aynı çalışma alanını paylaşan birden fazla kişi söz konusu olduğunda bu durum özellikle önemlidir. Bir sehpa ya da ayarlanabilir kolda yatırım yapmak sadece pratiklik açısından değil, aynı zamanda ideal görüş pozisyonunu oluşturmak için de faydalıdır. Bu tür araçlar, herkesin yorulmadan daha uzun süre çalışmasına yardımcı olur.
Bilgisayar ekranları doğru şekilde konumlandırılmadığında, çalışanlar sıklıkla bel ağrısı, boyun tutulması ve diğer iskelet kas sistemi problemleri yaşarlar. Bu nedenle, uzun saatler masa başında çalışan herkes için iyi bir ergonomi çok önemlidir. Yorulmuş gözler için, çoğu insanın faydalı bulduğu 20-20-20 kuralı adında basit bir yöntem vardır. Temel olarak, yirmişer dakikada bir ara verin ve yirmi saniye kadar uzakta, yaklaşık yirmi ayaklık bir noktaya göz atın. Ergonomik bir sandalye seçimi da büyük fark yaratır. İki monitörle uyumlu bir masa düzeniyle bir araya geldiğinde, sekiz saatlik iş günleri aniden çok daha az yorucu hale gelir. Bu tür düzenlemelere yatırım yapan şirketler genellikle zamanla daha az hastalık izni ve çalışanlarında daha yüksek memnuniyet oranları görürler.
Bilgisayar başında geçirilen saatlerde iyi bir duruş pozisyonunu korumak, vücutlarımız açısından zaman içinde ne kadar iyi iş yapabildiğimiz açısından gerçekten önemlidir. Çalışma masalarımızı nasıl ayarladığımız burada büyük bir fark yaratır. OSHA gibi kuruluşlar, insanların gün boyu eğik oturmaması için yıllardır çalışma istasyonlarının doğru şekilde ayarlanması konusunda çağrıda bulunmaktadırlar. Ayrıca, kimse sürekli aynı pozisyonda oturmaya razı değildir. Kısa aralıklarla ofis içinde kısa yürüyüşler yapmak ya da zaman zaman esneme hareketleri yapmak, uzun süre oturmanın getirdiği ağrıları önlemeye yardımcı olur. Temel ergonomi kurallarına uyan insanlar genellikle fiziksel olarak daha iyi hissettikleri için, zihinleri daha açık ve üretken olur çünkü bedenleri sürekli ağrıtmadıkça zihinler de daha keskin kalır.
Çoğu kodlayıcı, dikey ve yatay olarak kurulan iki ekranla çalıştıklarında çok daha fazla iş yapabildiklerini fark eder. Dikey ekran, sürekli kaydırmadan uzun kod parçalarını incelemek için çok uygundur ve bu da maraton kodlama seansları sırasında oldukça fazla zaman ve stres tasarrufu sağlar. Yatay ekran için geliştiriciler, genellikle hata ayıklama ve testleri aynı anda çalıştırma amacıyla bu ekranı kullanarak projelerinin farklı bölümlerinde neler olduğunu daha net bir şekilde görebilirler. Bu iki ekran arasında geri ve ileri geçiş yapmak, çoklu görev yapmayı daha akıcı hale getirerek aklın daima odak noktasında kalmasını ve sekme karmaşasına girilmesini sağlar. Visual Studio ve IntelliJ IDEA gibi araçlar bu tür bir kurulumla birlikte gerçekten öne çıkar. Özellikle oyun geliştiricileri, oyun mekaniğini test ederken aynı anda temel alınan kod tabanını da göz önünde bulundurabildiği için bu düzenlemeye çok güvenmektedir.
Bugünlerde analistlerin çoğu işleri için iki ekran bulundurulmasını hayati derecede önemli bulmaktadır. Malzemelerin bir tarafında referans bilgilerin, diğer tarafında ise gerçek analiz araçlarının bulunması ile işlerin bölünmesi, dağınık çalışma alanı sorunlarını azaltmada gerçekten işe yaramaktadır. Böylelikle ayrı ayrı yer alan veriler karşılaştırılmakla kalmakta, aynı zamanda görselleştirme programları da rahatlıkla kullanılabilmektedir. Örneğin Tableau veya Microsoft Power BI gibi programlar iki monitör üzerinde çalıştırıldıklarında çok daha verimli sonuçlar verebilmektedir; çünkü analistler karmaşık sorguları çalıştırırken aynı anda en önemli verileri takip edebilmektedir. Veri ile çalışan birçok kişi, işlerini bu şekilde ayarladıklarında çok daha fazla verim elde ettiklerini ifade etmektedirler ve bu da üzerinde çalıştıkları problemlere dair çok daha derin analizler yapılmasına olanak tanımaktadır.
Çok sayıda sanatçı ve tasarımcı, iki monitörle çalışmanın verimliliklerinde büyük bir fark yarattığını görür. Bir ekran genellikle gerçek tasarım işlerini yaparken, diğer ekran referans resimlerini, renk paletlerini ya da web araştırmalarını el altında tutmak için kullanılır. Matbaa kalitesi için renk kalibrasyonunun ne kadar önemli olduğu düşünüldüğünde, grafik tasarımcıları özellikle farklı ekranlardaki renkleri karşılaştırma imkanından memnuniyet duyarlar. Photoshop ya da Illustrator gibi programlarla çift ekran kullanıldığında, profesyonellerin dikkat ettiği bir diğer husus da performansın artmasıdır. Ek alan, aynı anda birden fazla proje dosyasını açık tutarak sürekli geri ve ileri arasında geçiş yapmak zorunda kalmaktan kurtarır. Pixel-perfect tasarımlar üzerinde saatlerce düzenleme yapacak olanlar için her şeyin görülebilir olması, hayal kırıklığını azaltır ve yaratıcı süreci gerçek dünya uygulamalarında gerçekten hızlandırır.
Bu tür ekran konfigürasyonlarının optimize edilmesiyle, bu pozisyonlarda çalışan profesyoneller hem verimliliği hem de etkinliği artırabilir; bu da modern oyun bilgisayarları kurulumlarında görülen faydaları yansıtır.
Kod yazarak ya da rakamlarla uğraşarak gününü geçiren çoğu kişi, süper geniş ekranların yerine iki monitörün her gün tercih edilebilir olduğunu düşünür. Kodla çalışırken, ayrı ekranlara sahip olmak işi çok farklı hale getirir. Programcılar ana kodlama penceresini bir ekranda tutarken ikinci ekranda test araçlarını açık bırakabilirler. Birçok geliştirici, görevleri farklı ekranlara bölmekle birlikte aynı anda birden fazla şey yapabildiklerini, her şeyin tek bir küçük alana sıkıştırılmasının önüne geçildiğini söyler. Bu tür kurulumları kullanan kişiler, uzun süreler verimli kalabildiklerini de belirtirler. Örneğin web geliştiriciler, tasarım dosyaları, veri tabanları ve tarayıcı pencereleri arasında sürekli ileri geri geçiş yaparlar. Çift ekran sayesinde artık hiçbiri zahmetli bir duruma gelmez.
Çift ekran ve ultrageniş ekranlar arasında yapılacak seçim, kişinin ne kadar masa alanı bulunduğuna bağlıdır. Çift ekranlar, yan yana durdukları için daha fazla alan kaplamasına rağmen, birçok kişi onları genel olarak çok daha esnek bulmaktadır. Bu tür kurulumar, çalışanların ekranları her an ihtiyaç duydukları şekilde düzenlemelerine olanak tanır. Örneğin, daha küçük bir masa alanında çalışan bir kişi, bir ekranı dikey şekilde kullanırken, hesap tabloları veya belgeler için diğerini yatay şekilde kullanmayı tercih edebilir. Buna karşılık ultrageniş ekranlar, her şeyi tek bir ekranda toplarken fiziksel alan tasarrufu sağlar, ancak kurulumu ihtiyaçlara göre özelleştirmeyi zorlaştırır. Sektörlere yayılan gerçek ofis alanlarını inceleyen çoğu uzman, çalışanların gün boyunca birden fazla uygulama arasında geçiş yapmak zorunda oldukları ortamlarda, çift ekranlı kurulumların genellikle daha iyi sonuç verdiğini belirtmektedir. Bu durum, ekiplerin aynı anda çeşitli veri kaynaklarına erişim gerektiren projeler üzerinde iş birliği yaptığı modern iş yerlerinde özellikle daha da önem kazanmaktadır.
Grafik tasarım yapanlar veya karmaşık projeleri yönetenler, genellikle normal çift monitörlerle birlikte bir ultrageniş ekranın birleşiminin kendileri için oldukça iyi çalıştığını fark ederler. Bu düzenin sunduğu esneklik, evden uzaktan çalışırken ya da ofiste meslektaşlarıyla yüz yüze iş birliği içinde olunduğunda farklı iş durumları ile başa çıkmak için gereken şeydir. Birçok şirket aslında işleri bu şekilde ayarlamaktadır. Görsel düzenleme veya hesap çizelgeleri gibi detaylı çalışmalar için iki adet standart ekranı yan yana yerleştirirler, ardından sunumlar ya da tasarımların gözden geçirilmesi için büyük eğrisel ekranı arkaya yerleştirirler. Günümüzde işletmelerin çalışma alanlarını nasıl düzenlediğine baktığımızda bu tür karma ekran düzenlerinin oldukça yaygın hale geldiğini görmekteyiz. Bu yapı, bireysel olarak çalışanların daha fazla iş başarımına ulaşmasını sağlarken aynı zamanda ekiplerin toplantılar ya da beyin fırtınası seansları sırasında bilgi paylaşımını ve aynı sayfada kalma sürecini kolaylaştırır.
İş yerlerinde çift ekranlı kurulumların getirilip getirilmeyeceğine dair değerlendirme, maliyetlerin faydalarla karşılaştırılmasıyla detaylıca ele alınmalıdır. Bu yönde ilerleyen şirketler, özellikle yazılım geliştirme atölyeleri ve finansal firmalar gibi çoklu görevleri aynı anda yürüten çalışanların bulunduğu alanlarda, %40 civarında (artı eksi) bir verimlilik artışı bildirmişlerdir. Elbette ekstra monitörlerin alınması başlangıçta maliyet doğurur, ancak çalışanların daha fazla iş çıkararak genel olarak işlerinde daha mutlu hissettikleri için çoğu firmanın zamanla kâr marjının arttığı görülmüştür. TechCrunch ve Harvard Business Review gibi iş dünyası teknoloji yayınları, çift ekranlı sisteme geçtikten sonra somut iyileşmeler yaşayan birçok şirketi örnek almıştır. Bir muhasebe firması, geçişten altı ay sonra projelerin tamamlanma süresini neredeyse üçte bire kadar düşürmüştür.
İki monitörle işlevsel ama yine de sıcak bir ev ofisi kurmak için bazı iyi kurallara uymak gerekir. Kullanılabilir alanın yönetimi çok önemli rol oynar çünkü birden fazla ekranı yerleştirmemiz gerekirken şeyleri dağınık görünmesini istemeyiz. Çalışma alanıyla vücudumuzun nasıl etkileşime girdiği de oldukça önemlidir. Doğru sandalye ve masa, uzun saatler boyunca sağlıklı bir şekilde çalışmak açısından büyük fark yaratır. Uzaktan çalışan bireyler üzerine yapılan araştırmalar, özellikle iki monitörün yan yana yerleştirilmesi durumunda görevleri aynı anda takip etmeyi kolaylaştırdığından dolayı dikkatle planlanmış ofis düzeninin verimliliği ciddi şekilde artırdığını göstermiştir. Kendi kurulumunu yapan kişiler için monitörlerin doğru şekilde konumlandırılması büyük önem taşır. Belki de yükseklik ve açıyı ayarlayabilmemizi sağlayan ve her şey rahat hissedilecek şekilde ayarlanana kadar bize esneklik sunan ayarlanabilir monitör standlarına yatırım yapılmalıdır.
Çalışanların ofis ortamında çift ekranlı sistemlere alışmaları, onların bu sistemlerden tüm faydaları elde edebilmeleri için doğru eğitimlerle hazırlanmalarına bağlıdır. Çalışanlar iki monitörle çalışma konusunda iyi bir şekilde eğitildiğinde, genel olarak daha verimli olurlar çünkü pencereler arasında sürekli geçiş yapmak yerine aynı anda birden fazla görevi üstlenebilirler. Bu tür bir değişimi yönetmek yalnızca kullanım kılavuzları dağıtmakla da sınırlı değildir. Şirketlerin, çalışanların bu yeni düzenlerle gündelik olarak nasıl etkileşime gireceklerini düşünmeleri gerekmektedir. Bazı uygulamalı yaklaşımlar, farklı iş akışlarını deneyen haftalık atölye çalışmaları ve sorunlar hızlıca çözülebilsin diye sürekli geri bildirim kanallarının oluşturulmasını içerebilir. Çeşitli sektörlerdeki İnsan Kaynakları bölümlerinden derlenen olgu analizleri incelendiğinde başarılı uygulamaların genellikle çalışanların iş yerinde karşılaştıkları sorunlar sırasında soru sormalarına olanak tanıyan devamlı destek yapılarıyla birlikte uygulamalı eğitimleri birleştirdiği görülür.